
Werckmeister Harmóniák - Werckmeister Harmonies
2000
László Krasznahorkai, Béla Tarr, Péter Dobai, Gyuri Dósa Kiss, György Fehér
Béla Tarr, Ágnes Hranitzky
Lars Rudolph, Peter Fitz, Hanna Schygulla, Ferenc Kállai, János Derzsi
Dram, Gizem
Macaristan, İtalya, Almanya, Fransa
Bela Tarr’ın Karanlık Armoniler’i tanımlaması güç bir film. Çoğu sanat filminin başarısız olduğu sanatın sürerliği işini, birden içine girdiğimiz gizemle ve muazzam enteresanlığı ile başarıyor. Carl Dreyer’a göre stil görünmez olmalı, yönetmenin kendisini hikayenin akışına yansıtmasının en kolay yolu budur. Tarr ustaca ve tabii kurnazca, uzun aralarla ve izleyiciyi kafa karışıklığının merkezinde kuşatan hayalvari görsellerle başarıyor.
Dev bir balina da dahil olmak üzere çeşit çeşit hayvanların getirildiği bir sirkin kurulduğu küçük bir Macar kasabasında yaşayan, Lars Rudolph’un rolünü üstlendiği genç postacının çevresinde ilerliyor hikaye. Gerilimler ve kişilikler bu acayip yaratıkların gelmesiyle dalgalanmaya başlıyor.
Ve buraya kadar; filmin buradan sonraki kısmı sürreal, korku verici ve kesinlikle unutulmaz bir hal alıyor. Siyah beyaz çekilmiş Werckmeister Harmonies’te Tarr en az onar dakikalık sürelerle oturuyor kamerasının başına. Yalnızca başlardaki bir karanlık sokak çekimi birkaç dakika sürüyor. Ekranda öyle göze çarpıyor ki, izleyici kendisini garip çekim açılarının anlamını ararken buluyor. Karanlıklar aydınlıklara galebe çalmaya başlıyor, uzaktan gelen gürlemelerin ufukta görünmesinden önce benzer görüntüleri belirgin farklarla manipule ediyor. Gürleme dev balinayı taşıyan römorktan geliyor, kamerayı geçmesi 5 dakikayı alıyor: metal şeritleriyle dalgaları andıran römork gövdesi tenekeden bir okyanus gibi ekran boyunca geçiyor.
Önemli veya değil Tarr’ın böyle sekanslar için bir bakış açısı mevcut. Filmin sunduğu farklı renklendirmeler karmaşık, etkili bir dokuma hissi uyandırıyor. Filmin fikri putperestlik atıfı yapacakmış izlenimi veriyor; ancak gerçekte, daha ziyade, doğanın ve hayatın tuhaf hareketleri üzerine eğiliyor. Werckmeister Armonileri, sesler doğallığa yaklaştıkça ortaya çıkmaya başlıyor. Kısaca, film hayatın mükemmelliğini naifçe arayış içerisinde.
Tarr’ın kamerası şehir meydanında ver bir hastane içerisinde süzülürken, büyülenmişçesine öfkeli bir grup her şeyi parçalıyor; Mihály Vig’in muazzam şarkısı da arka planda. Vig’in müzikleri filme kendi Werckmeister armonisini katıyor; filmin arayışına gayet anlamlı bir şekilde uyum gösteriyor.
Hikayenin orta yerindeki balina gibi film de kocaman, kafa karıştırıcı ve açıkça güzel. Ayrıca güçlü de, hastahanedeki korkunç kalabalık sahnesindeki gerilimin oluşturduğu hassasiyet 80’li yaşlarındaki bir adamın çıplak bir şekilde dikildiği görüntüyle acayipliğinin zirvesine ulaşıyor. Linç sahnesinin bu adamın görüntüsünün hisettirdiği ayıplamayla son bulması üzücü, acınası ve yürek burkucu. İzleyicileri yani biz de tıpkı grup gibi sebepsizce dağılıyoruz.
Ünlü Macar yönetmen Tarr, yıllarını bu filmin Cannes Film Festivali’nden sonra yok edilen İngilizce kopyasını bulmak için harcamış. Menemsha Entertainment bir kopyasını sanat evlerine ve festivallere gönderebilmek için saklamış fakat yine de o versiyonu bulmak zor, izleyebileceğiniz bütün kopyalar Macarca dublajlı.
Böyle bir film ─olması gerektiği gibi─ sonsuz farklı yoruma maruz kalabilir. Ve kesinlikle herkese göre bir film değil; yavaş, yaklaşık iki buçuk saatlik süresiyle uzun ve görsel olarak somut bir gerçeği yahut sonu yok. Yaşamın bir kaos ve güzellik dengesi olduğunu düşünüyor olmalı yönetmen.