
Beççeha-yı Asıman
1997 (İran)
Majid Majidi
Majid Majidi
Mohammad Amir Naji, Amir Farrokh Hashemian, Bahare Seddiqi
Dram, Aile
İran
Çocukların her istediklerine sahip olmadıkları zamanlardan bir ihtiyaç-sabır hikâyesi muhakkak vurucu olacaktır. Sabrı kıymetli kılan şikayetsizliktir. Böylesi erdemleri taşıyanların iki çocuk olması esasen bize o masumiyeti hissettiren unsur olduğunda dramın başrolu olarak bu çocukları mı yoksa masumiyeti mi ele almalıyız?
Kız kardeşi Zehra’nın ayakkabılarını tamirciden alıp eve götürürken yol üstünde uğradığı manavda yanlışlıkla ayakkabıları bir eskiciye kaptıran Ali eve boynu bükük döner. Halihazırda kıt kanaat geçinen bu ailede Ali, ebeveynlerine bu durumu tabii ki söyleyemez ve kız kardeşinin kızgınlığına rağmen onunla bir anlaşmaya varır: Sabahki dersleri için Zehra, Ali’nin ayakkabılarını kullanır; öğleden sonra dersi olan Ali’ye yetiştirir.
Öte yandan Beççeha-yı Asıman için mevzubahis dar pencereli dramatik konunun üstüne kurulu dersek haksızlık etmiş oluruz. Majid Majidi’yi bu filmi ile Oscar adaylığına götüren şey, görsel üstünlüğü ile birlikte ahlakî duruşu olmalı. İlaveten, erdem sahibi çocukların bu erdemlerinin ebeveynlerinden sirayet ettiği görüşünü savunuyor gibi görünüyor. Zira babalarının çayı için camiye ait şekerleri kullanmamaktaki titizliği çocuklara hayat dersi olmalı. Büsbütün bu hikayenin mimarı olarak ne Ali ne Zehra ne ebeveynler ne de bizatihi Majidi’nin kendisi gösterilebilir. Bu “iyi” olmanın bilincidir.
Geçinmekte zorlanınca zengin muhitinde bahçıvan olarak iş aramaya başlayan baba-oğul, hicap ile başladıkları işten dolgun bir ücret alınca çocuklar gibi seviniyorlar. Görsel ve yazılı sanatların tamamında rastladığımız “küçük dünya”ların mutluluk eşiği düşük sakinleri benzer yaygın kullanımdaki portreler içerisinde gerçeğe en yakın olanı. Yani kendi küçük dünyasında yaşayan bir aile için fazladan biraz para kazanmak havalara uçmaya kafidir. Oysa bu, romantizmle çizilmiş bir portre olsa muhakkak o para reddedilir, gururdan taviz verilmezdi.
Elbette Majidi’nin tıpkı Kiarostami gibi oyuncuların çehrelerinin çağrışımlarına önem verdiğini biliyoruz. Hatta baba rolündeki Mohammad Amir Naji’nin Majidi’nin gözde oyuncusu olması 2500 rakibi arasından sıyrılması ile olmuş. Çocuk oyuncuların gösterdiği başarıların bütün dünyada örnekleri var. Ancak Ali’yi oynayan Amir Farrokh Hashemian, çehresindeki cefa ve hüzün ile bu rol için mümkün olan en iyi tercihmiş, belli ki. Keza, Zehra rolündeki Bahare Seddiqi için de durum çok farklı.
“Hepsi senin suçun, ayakkabıları kaybettin.”
…
“Eğer üçüncü gelirsem ayakkabıları sana vereceğim.”
İhtiyacı gidermek için, zor şartlar altında sorumluluk almaktan çekinmeyen çocuklar her ne kadar gerçekçi gelmese de artık, bayağılaştırılmış örnek hikayelere ihtiyaç duyulabiliyor. Ali yarışta üçüncüye spor ayakkabı hediye edileceği için bu derece için çabalasa da sonuçta birinci gelir. Zafer olmayan bu galibiyet ancak gözyaşına dönüşür.
“Kaldır kafanı şampiyon.”
Çocuklara izletilenlerin korkunç derecede anlamsızlaştığı bu günlerde bütün ailenizle izlemeniz için şahane bir seçim olacaktır bu film. Yakın zamanda yayınlayacağımız benzer bir dosya ile bu sorumluluğa sahip daha çok filmi sitemizde bulabileceksiniz. İyi seyirler.